Yoğun gündeme ‘sarımsak’ arası…

GİRİŞ:
2025-04-08
saat ikonu 18:17
|
GÜNCELLEME:
2025-04-08
saat ikonu 18:17

Her şeyin çok hızlı aktığı ama bir o kadar da tıkandığı zamanlardan geçiyoruz. Hem meslek hayatım hem de doğup büyüyüp şahit olduğum nesil açısından bakarsak yoğun mu yoğun günlerden geçiyoruz. Her şey yoğun. Akışkanlığı olmayan bir dönemden geçerken yoruluyoruz, üzülüyoruz, kızıyoruz.
Ama sonunda bir şekilde devam ediyoruz. Sabah kahvemizi içiyor, işe gidiyor, günün sonunda evimize dönüyoruz. Rutinlerimize sarılıyoruz.

SORGULAMADAN REDDEDİYORUZ

Geçtiğimiz günlerde çoğu konuda hemfikir olduğum bir arkadaşımla ters düştük.
Konu: Sarımsaktı
Evet, sarımsak.
Katiyen sevmiyor. Ne kokusuna tahammülü var, ne de tadına. Sarımsaklı bir yemeğin piştiği eve bile girmem diyor.
Sebebini sordum.
“Yok,” diyor.
O an fark ettim: Ne çok şeyi anlamadan, dinlemeden, sorgulamadan reddediyoruz aslında. Sarımsak belki saçma sapan bir örnek gibi görünüyor olabilir. Ama bu tutum, gündelik hayatımızın birçok yerinde kendini gösteriyor.

KAPILARI KAPATAN ÖNYARGILAR

Beğenmediğimiz bir fikri, anlamaya çalışmadan yeriyoruz.
Yüzünü sevmediğimiz birini, dinlemeden dışlıyoruz.
Bize benzemeyeni, sırf farklı diye ötekileştiriyoruz.

Kimi zaman bunu “karakter” zannediyoruz. Oysa belki de sadece önyargı.
Kişisel erdemlerimizin altına sakladığımız kırılganlıklarımız olabilir mi?
Her şeyin savaş olmadığı, uzlaşının da bir değer olduğu gerçeğini ne zaman hatırlayacağız?

Her önyargı, henüz tanımadığımız bir hakikatin kapısını kapatıyor olabilir. Belki de tek ihtiyacımız olan, o kapıya nazikçe dokunmaktır…